Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Piyasanın evet diyeceği, makul bulduğu, kabul edebileceği faiz oranına ulaşıncaya kadar Merkez Bankamız bizim cesur bir şekilde piyasayı önden yorumlaması lazım. Piyasanın önüne düşerek aşağıya doğru götürmesi lazım” dedi.
Ekonomi Bakanı Zeybekci, son açıklanan büyüme rakamları başta olmak üzere ekonomik gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi. Ekonomi Bakanlığı’nda gerçekleşen toplantıda gazetecilerin sorularını da cevaplayan Bakan Zeybekci, bir gazetecinin Merkez Bankası’nın politika faiziyle ilgili sorusu üzerine, “Merkez Bankası’nın faiz politikalarını tartışırken tabi ki bu sanki hükümet içinde iki farklı görüş varmış veya iki farklı algılama varmış gibi algılanmasından da biz endişe duyuyoruz. Reel sektöre baktığımız zaman da gerçek doğru faiz oranlarını, katlanabilir faiz oranlarının kararını veren reel sektör. Bugün yatırım anlamında yatırımcıya baktığımız zaman, üreticiye baktığımız zaman ve esnaf, sanatkâr, KOBİ’lere baktığınız zaman bu sektörler şuanda katlanılan faiz oranlarını, şuandaki cari faiz oranlarını katlanılabilir görmüyorlar” diye konuştu.
“FAİZLERİ KIYASLAYACAKSAK ENFLASYONLA BUGÜNKÜ REEL FAİZLE BEKLENTİ ENFLASYONUNU ANCAK KIYASLAYABİLİRSİNİZ”
İki şeye dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Zeybekci, şunları söyledi:
“Faiz oranının düşmesiyle ilgili çekincelerini dile getirenler, yani bunun aşağıya doğru inmesinde biraz sıkıntı görenler enflasyonun 9.54 olduğu bir ortamda faizlerin daha fazla düşmesinin teknik olarak mümkün olmadığı yönünde bir yorum yapılıyor. Maalesef burada biraz eksik bilgi veriliyor. Kasıtlı olarak eksik bilgi veriliyor demek istemiyorum ama eksik bir bilgi var ortada. Faizler, enflasyon 9.54 olan enflasyon hangi döneme ait bugün itibariyle 365 gün geriye ait olan bir orandır. Dolayısıyla faizleri kıyaslayacaksak enflasyonla bugünkü reel faizle beklenti enflasyonunu ancak kıyaslayabilirsiniz. 2015 yılı Ağustos sonu itibariyle baktığımız zaman beklenti enflasyon yüzde 6’lar seviyesinde. Aynı dönemde ödeyeceğiniz vadesi gelen bir borcun faiz oranı reel sektör için söylüyorum, yüzde 14’ler seviyesinde. Beklenti enflasyonunu bundan düşürdüğünüz zaman ortaya yüzde 7’lik, 8’lik rakamlar çıkıyor. Bu normal bir faiz değildir. Bu faizle kimse yatırım yapmaz. Kimse üretimini geliştirmez. Kimse stok yaparak yoluna devam etmek istemez. Kimse istihdamını arttırmak istemez. Piyasa bu faize hayır diyor. Piyasanın evet diyeceği, makul bulduğu, kabul edebileceği faiz oranına ulaşıncaya kadar Merkez Bankamız bizim cesur bir şekilde piyasayı önden yorumlaması lazım. Piyasanın önüne düşerek aşağıya doğru götürmesi lazım. Enflasyon odaklı bir mücadeleye girdiğimizde biz enflasyonla mücadeleyi talebi daraltarak, iç piyasayı daraltarak, piyasadaki likitideyi yüksek faizlerle çekerek azaltmak gibi bir yöntem benimsiyorum. Biz önümüzdeki dönemde arzı artıracak, üretimi teşvik edici faiz maliyeti, kredi maliyetlerini sağlarsak, eğer yatırımları artırırsak, üretimi artırırsak, istihdamı artırırsak ve büyümeyi de teşvik ederek iç piyasanın da buna katkısını makul ölçülerde kontrollü bir şekilde sağlarsak enflasyonla kalıcı bir şekilde mücadele etmiş oluruz. Enflasyonla şuanda piyasayı soğutarak, talebi daraltarak yapmış olduğumuz mücadeleyi biz ateşli hastalıklarda ateş düşürücü şurup ama kalıcı olan şey rahatsızlığı bulup bunu ortadan kaldırmak. Türkiye olarak bunu böyle yorumlamamız gerektiğine inanıyoruz.”
“İTHALATIMIZIN BU BÖLÜMÜ ÜZERİNE GİTMEK İSTİYORUZ VE AZALTICI TEDBİRLERİ ÇOK GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE UYGULAMAK İSTİYORUZ”
İthalatı azaltıcı tedbirlerle ilgili soru üzerine Zeybekci, “Önümüzdeki dönemde ‘Türkiye ithal etmediği zaman hiçbir şey kaybetmeyeceği ürünler’ diye bir çalışma yaptık. Türkiye’nin kolaylıkla kendi içinden temin edebileceği, kolaylıkla kendi içindeki KOBİ’leriyle, sanayicileriyle, üretimiyle temin edebileceği ürünlerin üzerinde bir çalışma yaptık. Çok önemli rakamlara ulaştık bununla ilgili. Bununla ilgili her türlü tedbiri Dünya Ticaret Örgütü kuralları çerçevesinde ve AB olan ilişkilerimizi de bunun çerçevelerinde kalarak da ithalatımızın bu bölümü üzerine gitmek istiyoruz ve azaltıcı tedbirleri çok güçlü bir şekilde uygulamak istiyoruz. Yıl sonundan önce çok önemli adımlar attığımızı göreceksiniz” ifadelerini kullandı.
“RUSYA İLE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ”
Rusya ile ilgili gelişmelere ilişkin soruya Bakan Zeybekci, “Kuzeyimizdeki bu coğrafya asla vazgeçemeyeceğimiz bir coğrafyadır ekonomik anlamda. Önümüzdeki dönemde iç piyasadaki dengelerimizi, iç piyasadaki üretimlerimizdeki dengeleri de gözeterek Rusya’nın bu konudaki taleplerini, Rusya’daki bu fırsatı, Rusya’nın Türkiye’ye sunabileceği bu fırsatı hem ihracatımızı artırmak hem de aradaki problemlerin çözümünde biz şu dönemdeki olumlu gelişmeleri fırsat olarak görüyoruz” yanıtını verdi.
Zeybekci, önümüzdeki hafta Rusya Ticaret Ekonomi Bakanının Türkiye’ye ziyaretleri olacağını ve daha sonra da Türkiye’nin Rusya’da bir çalışması olacağını, hızlı bir şekilde Rusya ile ilişkilerini geliştirmek istediklerini anlattı.
(İHA)
Ekonomi Bakanı Zeybekci, son açıklanan büyüme rakamları başta olmak üzere ekonomik gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi. Ekonomi Bakanlığı’nda gerçekleşen toplantıda gazetecilerin sorularını da cevaplayan Bakan Zeybekci, bir gazetecinin Merkez Bankası’nın politika faiziyle ilgili sorusu üzerine, “Merkez Bankası’nın faiz politikalarını tartışırken tabi ki bu sanki hükümet içinde iki farklı görüş varmış veya iki farklı algılama varmış gibi algılanmasından da biz endişe duyuyoruz. Reel sektöre baktığımız zaman da gerçek doğru faiz oranlarını, katlanabilir faiz oranlarının kararını veren reel sektör. Bugün yatırım anlamında yatırımcıya baktığımız zaman, üreticiye baktığımız zaman ve esnaf, sanatkâr, KOBİ’lere baktığınız zaman bu sektörler şuanda katlanılan faiz oranlarını, şuandaki cari faiz oranlarını katlanılabilir görmüyorlar” diye konuştu.
“FAİZLERİ KIYASLAYACAKSAK ENFLASYONLA BUGÜNKÜ REEL FAİZLE BEKLENTİ ENFLASYONUNU ANCAK KIYASLAYABİLİRSİNİZ”
İki şeye dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Zeybekci, şunları söyledi:
“Faiz oranının düşmesiyle ilgili çekincelerini dile getirenler, yani bunun aşağıya doğru inmesinde biraz sıkıntı görenler enflasyonun 9.54 olduğu bir ortamda faizlerin daha fazla düşmesinin teknik olarak mümkün olmadığı yönünde bir yorum yapılıyor. Maalesef burada biraz eksik bilgi veriliyor. Kasıtlı olarak eksik bilgi veriliyor demek istemiyorum ama eksik bir bilgi var ortada. Faizler, enflasyon 9.54 olan enflasyon hangi döneme ait bugün itibariyle 365 gün geriye ait olan bir orandır. Dolayısıyla faizleri kıyaslayacaksak enflasyonla bugünkü reel faizle beklenti enflasyonunu ancak kıyaslayabilirsiniz. 2015 yılı Ağustos sonu itibariyle baktığımız zaman beklenti enflasyon yüzde 6’lar seviyesinde. Aynı dönemde ödeyeceğiniz vadesi gelen bir borcun faiz oranı reel sektör için söylüyorum, yüzde 14’ler seviyesinde. Beklenti enflasyonunu bundan düşürdüğünüz zaman ortaya yüzde 7’lik, 8’lik rakamlar çıkıyor. Bu normal bir faiz değildir. Bu faizle kimse yatırım yapmaz. Kimse üretimini geliştirmez. Kimse stok yaparak yoluna devam etmek istemez. Kimse istihdamını arttırmak istemez. Piyasa bu faize hayır diyor. Piyasanın evet diyeceği, makul bulduğu, kabul edebileceği faiz oranına ulaşıncaya kadar Merkez Bankamız bizim cesur bir şekilde piyasayı önden yorumlaması lazım. Piyasanın önüne düşerek aşağıya doğru götürmesi lazım. Enflasyon odaklı bir mücadeleye girdiğimizde biz enflasyonla mücadeleyi talebi daraltarak, iç piyasayı daraltarak, piyasadaki likitideyi yüksek faizlerle çekerek azaltmak gibi bir yöntem benimsiyorum. Biz önümüzdeki dönemde arzı artıracak, üretimi teşvik edici faiz maliyeti, kredi maliyetlerini sağlarsak, eğer yatırımları artırırsak, üretimi artırırsak, istihdamı artırırsak ve büyümeyi de teşvik ederek iç piyasanın da buna katkısını makul ölçülerde kontrollü bir şekilde sağlarsak enflasyonla kalıcı bir şekilde mücadele etmiş oluruz. Enflasyonla şuanda piyasayı soğutarak, talebi daraltarak yapmış olduğumuz mücadeleyi biz ateşli hastalıklarda ateş düşürücü şurup ama kalıcı olan şey rahatsızlığı bulup bunu ortadan kaldırmak. Türkiye olarak bunu böyle yorumlamamız gerektiğine inanıyoruz.”
“İTHALATIMIZIN BU BÖLÜMÜ ÜZERİNE GİTMEK İSTİYORUZ VE AZALTICI TEDBİRLERİ ÇOK GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE UYGULAMAK İSTİYORUZ”
İthalatı azaltıcı tedbirlerle ilgili soru üzerine Zeybekci, “Önümüzdeki dönemde ‘Türkiye ithal etmediği zaman hiçbir şey kaybetmeyeceği ürünler’ diye bir çalışma yaptık. Türkiye’nin kolaylıkla kendi içinden temin edebileceği, kolaylıkla kendi içindeki KOBİ’leriyle, sanayicileriyle, üretimiyle temin edebileceği ürünlerin üzerinde bir çalışma yaptık. Çok önemli rakamlara ulaştık bununla ilgili. Bununla ilgili her türlü tedbiri Dünya Ticaret Örgütü kuralları çerçevesinde ve AB olan ilişkilerimizi de bunun çerçevelerinde kalarak da ithalatımızın bu bölümü üzerine gitmek istiyoruz ve azaltıcı tedbirleri çok güçlü bir şekilde uygulamak istiyoruz. Yıl sonundan önce çok önemli adımlar attığımızı göreceksiniz” ifadelerini kullandı.
“RUSYA İLE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ”
Rusya ile ilgili gelişmelere ilişkin soruya Bakan Zeybekci, “Kuzeyimizdeki bu coğrafya asla vazgeçemeyeceğimiz bir coğrafyadır ekonomik anlamda. Önümüzdeki dönemde iç piyasadaki dengelerimizi, iç piyasadaki üretimlerimizdeki dengeleri de gözeterek Rusya’nın bu konudaki taleplerini, Rusya’daki bu fırsatı, Rusya’nın Türkiye’ye sunabileceği bu fırsatı hem ihracatımızı artırmak hem de aradaki problemlerin çözümünde biz şu dönemdeki olumlu gelişmeleri fırsat olarak görüyoruz” yanıtını verdi.
Zeybekci, önümüzdeki hafta Rusya Ticaret Ekonomi Bakanının Türkiye’ye ziyaretleri olacağını ve daha sonra da Türkiye’nin Rusya’da bir çalışması olacağını, hızlı bir şekilde Rusya ile ilişkilerini geliştirmek istediklerini anlattı.
(İHA)
