banner359

"okul Kundaklamaları"na Hdp’den Ilk Yorum

HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, Muş ve Diyarbakır’daki okulları açanın kendileri olduğunu, okulu yakanın ise kendileri olmadığını söyledi.Eğitim-Sen Muş Şube Başkanlığının düzenlediği basın açıklamasına katılan HDP Muş Milletvekili...

17 Eylül 2014 Çarşamba 16:32
HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, Muş ve Diyarbakır’daki okulları açanın kendileri olduğunu, okulu yakanın ise kendileri olmadığını söyledi.
Eğitim-Sen Muş Şube Başkanlığının düzenlediği basın açıklamasına katılan HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, Kürtçe okulların mühürlenmesi ile ilgili Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Her şeye rağmen ana dilde eğitime devam edeceklerini belirten Çelik, "Bülent Bey’in ya da Başbakan Yardımcısının açıklamaları, hele hele demokratik çözüm sürecini tartıştığımız bu döneme beisle iştigaldir, ayıptır ve yazıktır. Kürt anadilini öğrenmeyecekse, Kürt ana dili ile yazıp çizmeyecekse asli vatandaşlık nerede kalıyor?" dedi.

"OKULU YAKANI ORTAYA ÇIKARMAK DEVLETİN GÖREVİ"
Muş ve Diyarbakır’da yakılan okullarla ilgili gazetecilerin sorularını cevaplayan Çelik, "Okulu açan biziz, okulu yakan biz değiliz. Okulu kim yakıyorsa onu açığa çıkarmak devletin görevidir. Biz sadece okulu değil, kamu yararı gösteren hiçbir yeri ama hiçbir yeri, bu basın olur, yargı, maliye, hükümet konağı, cami, öğretmenevi, okul ya da cemevi olur, kamusal hizmeti gören hiçbir yere taciz, şiddet başta yakma yıkma olmak üzere kabul etmiyoruz, reddediyoruz, doğru görmüyoruz ama bu yapmanın önünde bir gerekçe olmamalı. Yani yapan biziz, yapmaya da devam edeceğiz. Yapmaya çalışanın yıkmayla işi yoktur, yakmayla işi yoktur. Onu bize yakıştıranları aracılığınızla kınadığımı ifade etmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Eğitimde yapılan kanun değişiklerini yakından takip ettiklerini kaydeden Çelik, "Siyasal partimizin milletvekilleri başından itibaren konunun takipçileri olmuşlardır. Ana dilde eğitimin yapılabilmesine yönelik bir kısım kanun değişiklikleri teklifi başta olmak üzere soruşturma, araştırma önergeleriyle bu olayı pekiştiren bir noktadan yaklaşmışız. Kaldı ki biz 2009’dan bu yana belediyelerimizin eğitim destek evlerinde ana dilde eğitim veren, ana dilde eğitimi esas alan, ana dilde eğitim üzerinden de gerekli bilimsel çalışmalar yürüten bir siyasal partiden ve gelenekten geliyoruz" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Kürtçe okullar için başvuru yapılmadığı açıklamasına cevap veren HDP’li Çelik, "Bu okulların tümünün açılması için resmi başvurular yapılmıştır ama Milli Eğitim Bakanlığı, milli eğitim müdürlükleri, şube müdürlükleri tarafından reddedilmiştir. Biz mevcut olan kanun teklifini Meclis’e sunduğumuzda seçmeli ders noktasına koyan, seçmeli dersin yanı sıra o özel okullarda öğretilmesi yolunu açan o hükümete, bu manada ciddiyete ve samimiyete davet etmiştir. Onun gereği de bu okullarda ana dilde eğitim yapılmasını içeren müracaatlarımızı yaptık, reddedildi. Bu Anayasa’ya uygun olmadığı gerekçisiyle reddedildi. Biz artık ana dilimizi inkar etmek hakkına ve lüksüne sahip değiliz. Ana dilimizle eğitim görmek istiyoruz" dedi.

DEVLETİ ELEŞTİRDİ
Devletin tekçi, inkarcı, asimilasyoncu politika uyguladığını savunan Çelik, "Devletin layıkıyla yerine getirmediği görevi birileri yerine getiriyor diye devletin onu yıkmaya, tahrip etmeye, ortadan kaldırmaya ya da, ’Müracaatı yapılmamış, formalitesi yerine getirilmemiş’ diyerek bu müdahaleleri haklı göstermeye hakkı yoktur. Her şeyden önce parasız, nitelikli ana dilde eğitim vermek zorundadır. Vermeyen devletin yerine biz sivil itaatsizlik, halk inisiyatifi ve parti örgütü temelinde bu hakkı kendimiz yerine getiriyoruz. Bu görevi ifa eden bizlerin üstüne polisi, mührü, yasağı ve jandarmasıyla geliyor olması anlamsızdır. Günümüzün hukuk devleti bir an evvel bu ayıptan kurtulmalıdır. Çözümden yanaysam, parmağımı silahtan, tetikten çekmek durumundayım. Şiddete başvurmamalıyım. Bu karşılıklı iyi niyet ve güven adımlarını pekiştirmelidir. Bu manada şiddet dışı, silah dışı her türlü çözüm parametrelerinin tartışıldığı, konuşulduğu demokratik siyaseti tez elden harekete geçirmeliyiz. Benimki iyi, seninki kötü ya da seninki iyi, benimki kötü anlayışından kurtulur, elimizdeki taşları, cebimizdeki taşları bırakır, barıştan, özgürlükten yana olursak bu işi çözeriz" şeklinde konuştu.
(İHA)

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
<