’’takas Söz Konusu Olamaz"

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, rehineleri kurtarma operasyonuna ilişkin, ’’Takas sözcüğü söz konusu olamaz" dedi.Bakanlar Kurulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında Başbakanlık Yeni Bina’da toplandı....

22 Eylül 2014 Pazartesi 22:41
’’takas Söz Konusu Olamaz
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, rehineleri kurtarma operasyonuna ilişkin, ’’Takas sözcüğü söz konusu olamaz" dedi.
Bakanlar Kurulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında Başbakanlık Yeni Bina’da toplandı. Toplantının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç ele alınan konulara ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Türkiye’nin riskli bölgelerdeki dış temsilciliklerinin güvenliğinin bordo bereliler tarafından sağlanması yönünde bir çalışma talimatı verip vermediğinin sorulması üzerine, "Çatışma bölgelerindeki diplomatik misyonumuzu, temsilciliklerimizi bundan sonra özel kuvvetlerin koruması gerektiği hususu doğrudur. Sayın Başbakanımız, bu konuda bilgi verdi. Esasen çok yeni bir olay da değil" cevabını verdi.
Başbakan Davutoğlu’nun, riskli yerlerdeki diplomatik misyonun Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetleri Komutanlığı mensuplarınca korunmasının bir ihtiyaç olduğunu düşündüğünü dile getiren Arınç, Emniyet Genel Müdürlüğü özel harekat timlerinin de deneyimli, iyi yetişmiş olduklarına ancak bu personelin daha çok şehir şartlarındaki asayiş ve güvenlik olaylarına müdahale etmek üzere yetiştirildiklerini belirtti. Arınç, şunları kaydetti:
"Oysa bordo bereliler, prensip olarak savaş ve çatışma ortamını ortadan kaldıracak bir şekilde eğitiliyorlar. Bundan sonra bu bölgelerde özel kuvvetler personeli görev yapsın amacıyla Sayın Genelkurmay Başkanımızdan bir istekte bulunulmuştur. Yani Musul’da yaşadığımız olay belki gözümüzü açtı ama Afrika’da da Ortadoğu’da da bazı ülkelerde de sıcak çatışma bölgelerindeki diplomatik temsilcilerimizin, misyonlarımızın, konsolosluklarımızın, elçiliklerimizin bordo bereliler tarafından güvenliğinin sağlanması uygun görülmüştür. Bunların isimleri ve yerleri şüphesiz Dışişleri Bakanlığımız tarafından da Genelkurmay ile müşterek olarak tespit edilecektir. Mesela Irak, Lübnan, Somali, Libya, Sudan, Mısır gibi bazı ülkelerde bunların yerine getirilebileceğini rahatlıkla söyleyebilirim."

"TAKAS SÖZCÜĞÜ SÖZ KONUSU OLAMAZ"
Arınç, "Türk vatandaşlarının serbest bırakılmasının ardından, ’Bir takas var mı?’ diye çok konuşuldu. Sayın Cumhurbaşkanı da bazı açıklamalarda bulundu ancak bugün bir yazıda ifade edildi, IŞİD için önemli bazı isimlerin takasta kullanıldığı yazıldı. Bu doğru mudur" sorusuna ise, 46 yurttaşın Türkiye’ye getirilmesinin herkesin yüreğini kabartması, iftihar duyması gereken başarılı bir operasyon olduğunu vurguladı.
Halk arasında, operasyon denildiği zaman silahlı bir eylem veya çatışmanın akla gelebileceğini ancak 49 kişinin kurtarılmasında silah kullanılmadığını, karşı taraftan da şiddet görülmediğini belirten Arınç, "Sayın Cumhurbaşkanımızın da Sayın Başbakanımızın da ifade ettikleri gibi, bazı görüşmelerle, diplomasi diyebilirsiniz, bir başka yöntem de diyebilirsiniz, ama yereldeki Türkiye’ye müzahir unsurlardan azami istifade etmek suretiyle yurttaşlarımızın Türkiye tarafına geçmeleri mümkün olmuştur. Türkiye bunu kazanmıştır. Burada, ’takas’ sözcüğü söz konusu olamaz" dedi.

"O ’VELEV Kİ’ KELİMESİNİ PEK ÇOK YERDE KULLANIR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yurt dışına giderken kullandığı ifadeyi tekrar tekrar okuduklarını belirten Arınç, "O ’velev ki’ kelimesini pek çok yerlerde kullanır. Daha önce de başörtüsünde veya bir başka şeyde kullandığı gibi. Bu, ’takas olayı gerçekleştirilmiş’ anlamında değil, cümleyi tam okursanız, ’Hayır, böyle bir şey söz konusu değil ama diyelim ki böyle bir şeyi iddia ediyorlarsa evet, istihbarat teşkilatımız bu yurttaşlarımızı kurtarmak için kendisine verilen görevi her zaman ve her şart altında yerine getirecektir’ sözleriyle bitiriyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın sözünü, ’O da olmuştur’ anlamında değil, ’Hayır, takas söz konusu değildir ama nihayetinde siz böyle bir şey iddia ediyorsanız bile madem ki Milli İstihbarat Teşkilatımız bu işin başında ve koordinasyonunda görevli olan bir teşkilattır. Onun yerel unsurlarla ilgili olarak hazırladığı ve sonuca ulaştığı da bir operasyondur.’ Bu operasyonda kimsenin burnu kanamamıştır. Kimse üzülmemiş, ağlamamıştır ve çok şükür, 101 gün sonra oradaki yurttaşlarımız, güvenli bir şekilde Türkiye’ye girmişlerdir" açıklamasında bulundu.
Bir gazetecinin köşe yazısında bu konuya değindiğini belirten Arınç, "Nihayetinde gazetecidir arkadaşımız, sizler gibi. Belki bazı duyumları habere, yazıya dönüştürmek istemiş olabilirsiniz ama ben arkadaşımızın yazdığı yazıdan kendisinin sorumlu olduğunu, böyle bir yorum yaparken nelere dayandığını elbette merak ediyorum, ondan da bir açıklama yapılabilir diye düşünüyorum" dedi.

"SAYIN KILIÇDAROĞLU’NA TEŞEKKÜR ETMEMİZ LAZIM"
Sözlerini Başbakan Davutoğlu’nun ifadeleriyle tamamlamak istediğini belirten Arınç, "Dünyanın gıpta ettiği bir operasyonla hamdolsun ki her gün endişe içerisinde uykularımızın bölündüğü, bizi arayanlara verecek cevapta bile zorlandığımız günlerden, sabırla her şeyi çok iyi düşünerek iyi bir iletişim kurmak suretiyle yurttaşlarımızı çok şükür, kazasız, belasız, çocuklarına, memleketlerine, vatanlarına kavuşturmuş bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.
Dünyanın Türkiye’yi tebrik ettiğini söyleyen Arınç, "Türkiye’de de siyasetçiler, özellikle Sayın Kılıçdaroğlu’na teşekkür etmemiz lazım. Neresinden bakarsak bakalım, bu başarının sahibinin kim olduğunu biliyor ve ilk telefonla arayan da kendileri oldu. Sayın Bahçeli, tabii kurtulmuş olmalarından dolayı sevincini ifade ediyor ama hükümeti suçlamaya devam ediyor. Başkaları da bunu yapabilir. Biz bunu hiçbir zaman siyaset konusu yapmadık. Siyaset konusu yapmak isteyenleri de kınamıştık. Dolayısıyla bugün bu başarıyla hepimiz iftihar edebiliriz" dedi.

"BU KONUNUN CAHİLİYİM"
Emniyette bazı kişilere usulsüz taltif verildiği iddiasıyla yürütülen soruşturmaya ilişkin soruya ilişkin Arınç, taltifin, neye göre, neden verildiğini bilmediğini, konunun Bakanlar Kurulu’nda da gündeme gelmediğini belirtti. Arınç, "Geçtiğimiz günlerde yapılan başka operasyonlar, usulsüz veya yasa dışı dinlemelerle ilgili olarak, bu da herhalde o kapsamda yapılan bir operasyondur. Bir yargı süreci olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Konuya ilişkin kapsamlı bir bilgisi bulunmadığını yineleyen Arınç, "Taltif İçişleri Bakanlığında veya silahlı kuvvetlerde zaman zaman gündeme gelen bir husustur. Mesela uyuşturucu yakalayan veya yakalatan emniyet mensuplarını belli ölçüler içinde para ödülü verildiğini biliyorum. Ama onun dışında belki devlet övünç madalyası gibi veya başka şeyler gibi silahlı kuvvetlerde veya mesela Gümrük ve Ticaret Bakanlığında gümrük memurları için de böyle bir sistem varsa doğrusu kıyas yoluyla söylüyorum. Bu konunun cahiliyim. Taltif neden verilir, neye göre verilir, verilmeli mi, verilmemeli mi?" ifadelerini kullandı.
(İHA)

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner366

<