Bitlis’te dün sabah merkeze bağlı Geçitbaşı köyü yakınlarında direğe bağlanarak kurşuna dizilen geçici köy korucusu Nihat Çaprak için tören düzenlendi.
Öğlen namazını müteakip düzenlenen törene Bitlis Valisi Orhan Öztürk, Bitlis İl Jandarma Komutanı Albay Haili Şen, vali yardımcıları, Bitlis Emniyet Müdürü Saim İşlek, kurum amirleri, vatandaşlar ve şehidin yakınları katıldı. Şehidin cenazesinin tören alanına getirilmesi ve saygı duruşu ile başlayan törende konuşan Bitlis Valisi Orhan Öztürk, “Maalesef Türkiye’nin gelişmesini, kalkınmasını ve refahını engelleyen darbeler ve terördür. Bunları bir şekilde aşacağız. Bu ülke dünyanın en pahalı arsası ise bunun bir bedeli varsa bunu da bir şekilde ödeyeceğiz” dedi.
Vali Öztürk, yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Değerli korucumuzu şehit eden bölücü terör örgütüne dair diyecek hiçbir şeyimiz yoktur. Çünkü siyasette be idarede şiddeti ve silahı çözüm aracı olarak gören insanlarla konuşacak hiçbir şeyimiz yoktur. Bizim muhatabımız bölgemiz halkıdır. Bu coğrafyada yaşayan insanlarımızıdır. 30 yıldır bu bölge insanımız olduğu gibi suçsuz, günahsız ve devletine toprağına bağlı insanlardır. Halbuki silah ve şiddete müracaat etmeden de bu ülkede de dünyadaki gelişmiş insanların yaşadığı gibi özgür, hür ve zengin bir şekilde adaletli bir ortamda yaşamak mümkündür. Biz zannediyoruz ki silaha başvurulunca birçok problemimiz çözülür. Halbuki silah ve şiddet demokrasiyi bir ilke olarak benimsemiş ülkede bir çok ilerlemenin, özgürlüğün ve kalkınmanın en büyük engelidir. Eğer bu bölgede halkımızın diline, dinine ve kimliğine yönelik gelişmeler olmuşsa bu belki 20-30 sene önce her halükarda olacaktı. Maalesef Türkiye’nin gelişmesini, kalkınmasını ve refahını engelleyen darbeler ve terördür. Bunları bir şekilde aşacağız. Bu ülke dünyanın en pahalı arsası ise bunun bir bedeli varsa bunu da bir şekilde ödeyeceğiz. Bugün bu anlamda büyük bir acımız var. Büyük bir aldatılmışlığımız var. Çünkü bu devlet bu ülke insanına hür, demokrat, adil ve refah içerisinde yaşaması için atması gereken bütün adımları kendi geçmişi ile yüzleşme pahasına ve birçok eleştiriye tenkide uğrama pahasına yerine getirmeye çalışıyor. Batıdaki insanlar huzur ve konfor içinde yaşayacak ama onların huzur, konfor ve zenginlik içinde yaşamaları için bu coğrafyada ki insanlar ölecek, gözyaşı dökecek yoksulluk içinde boğulacaklar bu film bir yerde kopacak dünyanın neresinde bir haksızlık ve neresinde bir zulüm varsa biz kendimizi ondan sorumlu gören bir milletin evlatlarıyız. Biz sadece ülkemizden değil dünyadan da sorumluyuz. Kürt ve Türk halklarının eşitliğini birlikteliğini sağlamak zorundayız. Çözüm sürecinin bir şekilde devam etmesine ihtiyacımız var. Çünkü bu çözüm sürecine bu bölgedeki teröristlerinde bizim halkımızın da ihtiyacı var”
Yapılan konuşmaların ardından İl Müftüsü Abdulkerim Akbaba tarafından dua edilerek cenaze namazı kılındı. Cenaze sırasında Nihat Çarpak’ın eşi ve çocukları tabuta sarılarak ağladı. Yakınlarının ayakta zor durduğu Nihat Çarpak’ın cenazesi cenaze aracına bırakılarak Atatürk Mahallesinde buluna şehitlikte toprağa verildi.
Şehit edilen Nihat Çarpak, 12 Eylül 2014’te Bitlis Merkez İlçesi Aşağıölek Köyü Arasuni Tepe Mevkii’nde kaçırılmış yapılan tüm aramalara rağmen bulunamamıştı. Geçici köy korucusu Nihat Çarpak, dün Bitlis Merkeze bağlı Geçitbaşı Köyü sınırları içerisinde, bir elektrik direğine bağlanarak, baş ve vücudunun değişik bölgelerine ateş edilmek suretiyle şehit edilmiştir. Çarpak, evli ve 6 çocuk babasıydı.
(İHA)
Öğlen namazını müteakip düzenlenen törene Bitlis Valisi Orhan Öztürk, Bitlis İl Jandarma Komutanı Albay Haili Şen, vali yardımcıları, Bitlis Emniyet Müdürü Saim İşlek, kurum amirleri, vatandaşlar ve şehidin yakınları katıldı. Şehidin cenazesinin tören alanına getirilmesi ve saygı duruşu ile başlayan törende konuşan Bitlis Valisi Orhan Öztürk, “Maalesef Türkiye’nin gelişmesini, kalkınmasını ve refahını engelleyen darbeler ve terördür. Bunları bir şekilde aşacağız. Bu ülke dünyanın en pahalı arsası ise bunun bir bedeli varsa bunu da bir şekilde ödeyeceğiz” dedi.
Vali Öztürk, yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Değerli korucumuzu şehit eden bölücü terör örgütüne dair diyecek hiçbir şeyimiz yoktur. Çünkü siyasette be idarede şiddeti ve silahı çözüm aracı olarak gören insanlarla konuşacak hiçbir şeyimiz yoktur. Bizim muhatabımız bölgemiz halkıdır. Bu coğrafyada yaşayan insanlarımızıdır. 30 yıldır bu bölge insanımız olduğu gibi suçsuz, günahsız ve devletine toprağına bağlı insanlardır. Halbuki silah ve şiddete müracaat etmeden de bu ülkede de dünyadaki gelişmiş insanların yaşadığı gibi özgür, hür ve zengin bir şekilde adaletli bir ortamda yaşamak mümkündür. Biz zannediyoruz ki silaha başvurulunca birçok problemimiz çözülür. Halbuki silah ve şiddet demokrasiyi bir ilke olarak benimsemiş ülkede bir çok ilerlemenin, özgürlüğün ve kalkınmanın en büyük engelidir. Eğer bu bölgede halkımızın diline, dinine ve kimliğine yönelik gelişmeler olmuşsa bu belki 20-30 sene önce her halükarda olacaktı. Maalesef Türkiye’nin gelişmesini, kalkınmasını ve refahını engelleyen darbeler ve terördür. Bunları bir şekilde aşacağız. Bu ülke dünyanın en pahalı arsası ise bunun bir bedeli varsa bunu da bir şekilde ödeyeceğiz. Bugün bu anlamda büyük bir acımız var. Büyük bir aldatılmışlığımız var. Çünkü bu devlet bu ülke insanına hür, demokrat, adil ve refah içerisinde yaşaması için atması gereken bütün adımları kendi geçmişi ile yüzleşme pahasına ve birçok eleştiriye tenkide uğrama pahasına yerine getirmeye çalışıyor. Batıdaki insanlar huzur ve konfor içinde yaşayacak ama onların huzur, konfor ve zenginlik içinde yaşamaları için bu coğrafyada ki insanlar ölecek, gözyaşı dökecek yoksulluk içinde boğulacaklar bu film bir yerde kopacak dünyanın neresinde bir haksızlık ve neresinde bir zulüm varsa biz kendimizi ondan sorumlu gören bir milletin evlatlarıyız. Biz sadece ülkemizden değil dünyadan da sorumluyuz. Kürt ve Türk halklarının eşitliğini birlikteliğini sağlamak zorundayız. Çözüm sürecinin bir şekilde devam etmesine ihtiyacımız var. Çünkü bu çözüm sürecine bu bölgedeki teröristlerinde bizim halkımızın da ihtiyacı var”
Yapılan konuşmaların ardından İl Müftüsü Abdulkerim Akbaba tarafından dua edilerek cenaze namazı kılındı. Cenaze sırasında Nihat Çarpak’ın eşi ve çocukları tabuta sarılarak ağladı. Yakınlarının ayakta zor durduğu Nihat Çarpak’ın cenazesi cenaze aracına bırakılarak Atatürk Mahallesinde buluna şehitlikte toprağa verildi.
Şehit edilen Nihat Çarpak, 12 Eylül 2014’te Bitlis Merkez İlçesi Aşağıölek Köyü Arasuni Tepe Mevkii’nde kaçırılmış yapılan tüm aramalara rağmen bulunamamıştı. Geçici köy korucusu Nihat Çarpak, dün Bitlis Merkeze bağlı Geçitbaşı Köyü sınırları içerisinde, bir elektrik direğine bağlanarak, baş ve vücudunun değişik bölgelerine ateş edilmek suretiyle şehit edilmiştir. Çarpak, evli ve 6 çocuk babasıydı.
(İHA)
