banner359

Başbakan Yardımcısı Bozdağ'dan kritik Mümbiç açıklaması

İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın TGRT Haber Gündem Özel Programı'na konuk olan Bozdağ, gündeme ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu. Afrin bölgesindeki terör örgütlerine yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'nın son derece önemli ve stratejik bir harekat .

31 Ocak 2018 Çarşamba 17:16 2018-01-31 17:21:30
Başbakan Yardımcısı Bozdağ'dan kritik Mümbiç açıklaması

İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın TGRT Haber Gündem Özel Programı'na konuk olan Bozdağ, gündeme ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.

Afrin bölgesindeki terör örgütlerine yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'nın son derece önemli ve stratejik bir harekat olduğunun altını çizen Bozdağ, harekatın bir günde karar verilip devreye sokulmadığını, harekatın uzun bir çalışmanın ve planlamanın ardından başladığını ifade etti. Harekatın ilk haftasında hava şartlarının zorluğu ve toprak yapısındaki olumsuzluklara rağmen Mehmetçiğin planlandığı gibi adım adım Afrin'e doğru ilerlemesini sürdürdüğün vurgulayan Bozdağ, "Hava şartlarının iyileşmesinin ardından bu cumartesi de harekattaki ilerleme hızlandı . Şu ana kadar yapılan harekat çerçevesinde 712 terörist etkisiz hale getirildi. İmha edilmesi gereken sığınak, barınak, mühimmat ve diğer lojistik yerlerin imha edilmesi için yapılan çalışmalarda da çok ciddi neticeler elde edildi. Zeytin Dalı Harekatı, başarılı bir şekilde hedeflerine ilerlemeye devam ediyor. Bugüne kadar sivil insanların zarar görmemesi için çok büyük dikkat gösterildi" diye konuştu.

"Son terörist etkisiz hale getirilene kadar devam edecek"

Zeytin Dalı Harekatı'nın süresi konusunda tahminlerinin olduğunu ancak bunu kamuoyu ile paylaşmadıklarını aktaran Bozdağ, "Bizim tahminimiz bütün imkan ve kabiliyetlerimize bakıp, arazideki teröristlerin ve arazinin bütün imkan ve kabiliyetlerini de dikkate alarak tespit edildi. Ama bütün bunları belirleyecek şey yine iklim şartları, mücadele sırasında yaşanan olaylar ve meydana gelen gelişmeler. O nedenle bu harekata süre biçme imkanı yoktur. Türkiye'ye kimse de bu konuda süre ve sınır tayin edemez, etmeye de hakkı yoktur. Bu harekatın hedefi belli. Hedef bölgedeki PKK, KCK, YPG, PYD ve DEAŞ terör örgütleri temizlenene, bu örgütlere ait son terörist etkisiz hale getirilene ve bölge terörden arındırılana kadar devam edecek. Türkiye buradaki harekatı mümkün olan en kısa sürede bitirmeyi hedeflemekte" şeklinde konuştu.

"PYD/YPG PKK'nın yavrusudur"

Bozdağ, şu anda Türkiye'nin odaklandığı ana hedefin Afrin bölgesini terörden temizlemek olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:

"Ben bunu daha önce de açıkladım, 'bu harekat sınırlı bir harekat' dedim. Sınırı da Afrin bölgesinin coğrafi sınırları. Sadece Afrin değil, bu Afrin bölgesinde yer alan, ismi farklı olan pek çok yerleşim yeri var. Onların tamamı terörden temizlenene kadar bu Zeytin Dalı Harekatı devam edecek. 'Bu harekatın sınırı Afrin bölgesi, bu harekat hedefe ulaştığında Türkiye burada duracak' hiç demedik. Bu harekatın adı bu, bu harekatın hedefi bu, bu harekat bakımından sınır bu. Ama Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi Mümbiç'e ve Fırat'ın doğusuna yapılacak harekat ayrı harekatlar. Zeytin Dalı Harekatı başarıya ulaştıktan sonra sınırımız boyunca, Türkiye'nin sınırını, toprak bütünlüğünü ve bölgede yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini tehdit eden ve bizim sınırımız boyunca PKK terör devleti yapılanmasını sağlayacak hiçbir gidişe, hiçbir oluşuma Türkiye rıza göstermez, buna izin vermez. ABD veya Avrupa'nın herhangi bir ülkesi kendi sınırının yanı başında 40 yıldır ülkesini bölmek için çabalayan, 40 binden fazla vatandaşını şehit eden bir terör örgütünün devletleşmesine rıza gösterir mi, göstermez. Türkiye'de buna rıza göstermez. PYD/YPG PKK'nın yavrusudur. PKK tarafından kurulmuştur, PKK tarafından yönetilmektedir. Hem Fırat'ın doğusunda, hem batısında Mümbiç'te, Rakka'da olan PYD, YPG, PKK ile Afrin'de olan PYD,YGP,PKK'da aynıdır. Yani oradaki ayrı bir örgüt, buradaki ayrı bir örgüt dememek lazım."

"Elbetteki bu durumda onlar orada hedef haline gelir"

ABD ile Türkiye'nin ilişkilerinin daha iyi olması için uğraştıklarını belirten Bozdağ, aynı uğraşın ABD tarafından verilmesi gerektiğine de dikkat çekti. Bozdağ, ilişkilerin iyi olmasının hem ABD'nin hem de Türkiye'nin ayrı ayrı menfaatine olduğunu ifade ederek, ABD'ye DEAŞ ve bölgedeki diğer terör örgütleri ile mücadelede de birlikte hareket etme teklifinde bulunduklarını anımsattı. ABD'nin DEAŞ'a karşı Türkiye ile birlikte mücadele etmeyi değil de terör örgütü olduğunu bildikleri PYD, YPG ve dolayısıyla PKK ile işbirliği yapmayı seçtiğine vurgu yapan Bozdağ, "Biz onlara yanlış yaptıklarını söyledik. Bir terör örgütünü etkisiz hale getirmek için başka terör örgütünü kullanmanın yanlış olduğunu söyledik. 'Silah vermeyin' dedik, silah verdiler. 'Bu silahlar PKK'ya gidecek ve Türkiye'ye dönecek. Bu ilişkilerimize zarar verir' dedik, silahları verdiler. Bize listeler verdiler ve 'bunları geri toplayacağız' dediler. Listeleri verdiler ama silahları geri toplamadılar. Arazideki uygulamalara baktığımızda bize verdikleri envanterler dışında silahlar verdiklerini çok net gördük. Trump, 'artık silah vermeyeceğiz' dedi, bu açıklamaların daha sıcaklığı ortadan kaybolmadan araziden yüzlerce tır silah yine verilmeye devam edildi. Türkiye ile ABD karşı karşıya elbetteki gelmemelidir. Biz gelmesin diye uğraşıyoruz ama bu sadece Türkiye'nin uğraşı ile olacak iş değil. ABD, arazideki görevlilerini Türkiye ile karşı karşıya gelmemeleri için dikkat etmeleri konusunda uyarması gerekir. Bu sadece bir tarafın yapacağı iş değildir. Eğer Mümbiç'te ve başka yerlerde Tükiye'nin harekatı devam ederken teröristlerin arasına, teröristlerin kıyafetini giymiş kişiler olursa, bunlar ABD'li de olabilir, biz onların kim olduğunu nasıl ayırt edeceğiz? Terörist kıyafeti giymiş, bize silah çekiyor, bizim askerimize saldırıyor. Elbetteki bu durumda onlar orada hedef haline gelir. O yüzden de bölgede bu terör örgütlerine güvenli bir alan oluşturmak istemiyorsa yapacağı belli. Bu terör örgütlerine verdiği desteği çekmek, verdiği silahları geri almak, eğitim yaptırmamak ve onları Türkiye'ye karşı harekat yapmalarını engellemektir" ifadelerini kullandı.

Bozdağ'dan Mümbiç'e harekat sinyali

Bozdağ, Mümbiç'e harekat yapılıp yapılmayacağına ilişkin, "Türkiye bunu çok net söyledi. Fırat Kalkanı Harekatı sırasında da biz net söyledik. 'Biz buradaki gelişmelere izin vermeyiz' dedik ve Fırat Kalkanı Harekatı'nı yaptık. Afrin içinde biz açık açık söyledik. Hatta bize eleştirdiler, 'bu kadar aleni söylenilir mi?' dediler. Şimdi aynı şeyi Mümbiç için söylüyoruz, aynı şeyi Fırat'ın doğusu için de söylüyoruz. Niyetimizi gizlemiyoruz. Hem ABD'li yetkililerle hem de başka ülkelerin yetkilileri ile konuşurken de aynı şeyi söyledik. 'Burada PKK, PYD, YGP ve DEAŞ terör örgütlerinin varlığı devam ettiği sürece Türkiye'ye tehdit devam ediyor demektir. Türkiye bu tehditle yaşayamaz, onları bölgeden biz temizleriz. Ya siz onların bölgeden temizlenmesinde bize yardımcı olun ya da biz kendi imkan ve kabiliyetlerimizle bunu yaparız' dedik" açıklamalarında bulundu.

"Şu andaki CHP, Atatürk'ün kurduğu CHP gibi davranmıyor"

Bozdağ, CHP'nin Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin sürekli değişen tavırlarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"İşin doğrusu CHP adına üzülüyorum. Çünkü, CHP marjinal zihniyetlerin işgali altına girmiş durumda. Zeytin Dalı Harekatı bölgeyi teröristlerden arındırmak için yapılıyor, CHP'nin de bu marjinal zihniyetlerden ve terörist sevici zihniyetlerin işgalinden kurtulması lazım. Bunu CHP'nin delegeleri yapacak. Şu andaki CHP, Atatürk'ün kurduğu CHP gibi davranmıyor. HDP mi CHP, yoksa PYD-YPG'mi CHP, yoksa başka başka terör örgütleri mi CHP anlamakta zorlanıyoruz. Bir onunla, bir onunla, akşam biriyle yatıyor, sabah biriyle kalkıyor. Sen kimsin, hangi partisin, neyi temsil ediyorsun? Atatürk mezarından kalksa bu YPG-PYD, PKK ve FETÖ'ye karşı CHP'nin tutunduğu tutuma baksa ne söyler bu yönetime? Ben olsam bunları tepeleyenlerle beraber koşarım. Ama siz tepelenmek istenenlerin önünde durmak istiyorsunuz. CHP, harekatın başladığı ilk gün halkın da bu harekatın karşısında duracağını hesap ederek bazı partilerle beraber farklı bir pozisyon ortaya koydu. Türk milleti Kurtuluş Savaşı yıllarında ve 15 Temmuz'da olduğu gibi birlik ve beraberlik ortaya koyunca onların da farklı tutum ortaya koymasına yol açtı ve harekata destek vermek zorunda kaldılar. Ancak bu çok sürmedi. Çünkü CHP marjinalleşmeye doğru gidiyor. Şimdi ÖSO'yu DEAŞ'laştırmak için gayret sarf ediyorlar. Bunda Türkiye'nin ne menfaati var, CHP'nin ne menfaati var? ÖSO'yu DEAŞ gibi lanse etmek kimin amacına hizmet eder? PKK, PYD-YPG açıklama yaptı; 'ÖSO DEAŞ'tır. Bunu yayın' dedi ve bunu yayıyorlar. ÖSO'yu DEAŞ gibi göstermek Türkiye'ye zarar verecektir. Esasında bunlar Zeytin Dalı'nı kırmak için çalışan art niyetli yaklaşımlardır. Bu, Zeytin Dalı Harekatı'nı itibarsızlaştırmak, başarısızlığa uğraması için uğraşanlara yardım etmektir. Bu, Türkiye'ye düşmanlık eden çevrelerin politikalarının Türkiye'nin ana muhalefet partisi tarafından dillendirilmesidir. Bu, Türkiye'ye ihanettir, PKK, YPG, PYD ve DEAŞ terör örgütlerinin hedeflerine hizmettir, Türkiye'nin ayağına sıkmaktır."

"TSK'nın elinde masum kanı olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır"

Bozdağ, Zeytin Dalı Harekatı'nda sivillerin zarar gördüğü yönünde yalan propagandaların terör örgütleri PKK, PYD ve YPG tarafından yapıldığının altını çizdi. Türkiye düşmanlarının sivillerin, tarihi eserlerin ve mabetlerin vurulduğu yönünde algı operasyonu yürüttüğünün altını çizen Bozdağ, "Ne diyorlar; 'Türkiye sivilleri, tarihi eserleri, mabetleri vuruyor.' Bunların tamamı algı operasyonu amaçlı iftiralardır. Pek çok fotoğraf çıktı. Çocuklar görülüyor fotoğraflarda ve o çocukları TSK'nın vurduğu ifade ediliyor. Ama o fotoğraf Halep'te yapılan bir saldırıda çıkan veya başka yerde yıllar önce ortaya çıkmış bir olay fotoğrafı oluyor. Şu anda bunların hepsi bir bir deşifre ediliyor. Türkiye'nin hassasiyetinin sebebi uluslararası toplumun eleştirisinden kaynaklanmıyor. Binlerce yıldır devam eden inancımızdan, ahlakımızdan, kültürümüzden ve ordu geleneğimizden kaynaklanıyor. Bunlarda sivillere, mabetlere, okullara, masumlara dokunmak yoktur. TSK'nın elinde masum kanı olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Bizim inancımız ve imanımız buna izin vermez. Bu konudaki haberlerin, fotoğrafların tamamı terör örgütü tarafından bizzat oluşturulmuş ve terör örgütü ve destekçileri tarafından yayılan iftiralardan oluşmaktadır. Hiç kimsenin 'TSK sivillere zarar veriyor' diye suçlama yapmaya hakkı yoktur. Böyle bir olay da yoktur. Bunlar terör örgütlerinin ve harekatın başarısız olmasını isteyenlerin iftiralarıdır" dedi.

"Siyasi çözüm sürecini hızlandıracağına inanıyorum"

Soçi Zirvesi'nde çıkan karara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bozdağ, "Soçi Zirvesi, Astana ve Cenevre süreçlerini birlikte değerlendirmek gerekiyor. Yaşanan 7 yıllık iç çatışma gösterdi ki buradaki barış ortamının tesisi çatışmalarla sağlanamaz. Türkiye ilk baştan beri bu barışın siyasi bir çözümle mümkün olacağını söyledi. O nedenle 3 siyasi sürece de en aktif desteği vermiştir. Dünkü zirvenin de siyasi çözüm sürecini hızlandıracağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Bozdağ, AK Parti ile MHP arasındaki Milli Mutabakat Komisyonuna ilişkin, "Şu anda MHP'den ve AK Parti'den oluşan alanında çok yetkin arkadaşlar beraber çalışıyorlar. Kısa bir süre sonra netleşecek. Muhtemeldir ki Şubat ayı içerisinde buna dair bir uzlaşma çıkacak ve bu parlamentodan yasalaşacaktır. Bunlara ilişkin netlik ortaya çıkmış değil. Bir takım formüller var. Bunları şimdi açıklarsam yanlış olur. Nihai karar oluşmuş değil ama sona gelindiğini söyleyebilirim" bilgisini verdi.

FETÖ ile mücadelenin kararlı bir şekilde devam ettiğinin altını çizen Bozdağ, "Bu konuda ihraçlar oldu, iadeler oldu. Bunlara ilişkin yargılamalar var ve OHAL İşleri İnceleme Komisyonunun çalışmaları devam ediyor. Türkiye, hukuk devleti çerçevesine sadık kalarak bu mücadeleyi yürütüyor. Kamudan ihraç edilenler var, 105 bin kişi ihraç edildi, bunlardan 3 bin 604'ü de KHK ile iade edildi. FETÖ'nün kurduğu tuzaklarla bazı insanlar örgüt üyesi gibi gösterilmişse onu fark ettiğimiz gibi gerekeni yapıyoruz. Devletin FETÖ'nün gizli haberleşme ağı olan ByLock'u tespit ettiğine dair bilgisi olduktan sonra örgüt Mor Beyin uygulamasını geliştirdi. Mor Beyin tuzağıyla FETÖ'cü olmayan vatandaşlarımız ByLock'a kendi iradeleri dışında yönlendirildi. Devlet, FETÖ'nün tuzağına düşmüş bu vatandaşlarımızı tespit eder etmez onların haklarını iade ediyor" diye konuştu.
Bozdağ, tek tip kıyafet uygulamasına ilişkin ise, "Yasa yürürlüğe girdi. Adalet Bakanlığı bu konuda bir yönetmelik çalışması yapıyor. Bildiğim kadarıyla yönetmelik son aşamaya geldi. O yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra yasanın hükümleri terör örgütü üyelerine yönelik uygulanacak" dedi. 

Abdullah Sarica - Ömer Çetin

Son Güncelleme: 31.01.2018 17:21
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
<