banner359

İşletme Fakültesine TSE Kalite Belgesi

.

31 Mart 2015 Salı 22:05 2015-03-31 22:06:59
İşletme Fakültesine TSE Kalite Belgesi

Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi, Bursa’da ilk olan TSE kalite belgesine kavuştu. Bünyesinde açtığı bölümler ve yaptığı çalışmalarla ilklere imza atan İşletme Fakültesi, bir ilke daha imza attı. TSE-EN İSO 9001-2008 Yönetim Kalite belgesi almaya hak kazanan Fakülteye, TSE yetkilileri belge takdim etti.

Saat 14.00’de İşletme Fakültesi Çok amaçlı salonunda düzenlenen törene Kaymakam Ali Akça, Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Başsavcı Osman Köse, Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, TSE Genel Sekreter Yardımcısı Vedat Demir, İTSO Başkanı Metin Anıl, TSE Bursa İl Koordinatörü Mustafa Karaman, Emniyet Müdürü Şükrü Kaplan, Milli Eğitim Müdürü Fatih Bilican, İnegöl Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Hanefi Yıldırım, öğretim görevlileri ile öğrenciler katıldı.

FAKÜLTENİN DÜNÜ-BUGÜNÜ

Fakültenin dünü ve bu günüyle alakalı sinevizyonun ardından bir konuşma yapan Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, “Bundan 4 yıl önce burası harabe bir tekel fabrikasıydı. Bana da dekan olarak buraya gelmem önerildiği zaman doğrusu çok istekli değildim. Fakülte yok, bina yok, öğrenci yok, kadro yok… tek başına gitmemi söylediler. Sonrasında İnegöllülerle tanıştık. İyi niyetle bir çaba var insanlarda. Fakültenin oluşumu konusunda bir çaba olduğunu gördüm. Müteahhit işe başlamıştı. Kaynaklar kısıtlıydı. Bize ayrılan yer yeterli değildi. Özel sektör mantığıyla bir çalışmamız oldu. Belediye, ticaret odası ve bazı özel kişilerin gayretleriyle fiziki mekanları oluşturduk. Şu an itibariyle 200 civarında lisans öğrencimiz var. Kaliteli bir eğitim için burada sadece fiziki mekanlar yeterli değil. Sizin dış partnerleriniz de gerekiyor. Dış partnerleriniz eğer destek olursa, el birliği ile sinerji oluşturulursa çok da iyi gelişmeler oluyor. Üniversitenin yaşatılması için sosyo kültürel, sosyo ekonomik bir çevrenin olması lazım. Biz bunları aştık. Eğitim öğretim için gerek akademik kadromuz gerekse fiziki mekanlar konusunda herhangi bir sorun yok. Baktık ki imkanlarımız var… Yüksek lisans programları açtık. 10 kişi de şu anda mezun oldu. Biz bir devlet üniversitesiyiz ve kamu kaynaklarını kullanmak durumundayız. Dolayısıyla kaynakları hiç israf etmeden etkin kullanmamız gerekir. Onun için de işlerimizi yaparken belirli standartların olması gerekir. Keyfi deneme yanılma usulüyle iş yapmaktansa… Her zaman şunu konuştuk; arkadaşlar kurumsallaşmaya gidelim ve karşılıklı birbirimize söylesek bile bunları yazıyla ifade edelim. Artık dosyalar kağıt üzerinde imzalanmıyor, elektronik ortamda imzalanıyor. Dolayısıyla her şey kayda giriyor. Bu nokta da işin standartlarını yakalayalım istedik.” Dedi.

‘TÜRK USULÜ YAPALIM’

Türk milleti olarak göçebe bir millet olduğumuzu ifade eden Canbolat, “Ve işi pratikten yapmayı severiz. Ortaasya’dan Avrupa’ya kadar gidişimizde her pratik işler yapmışız. Ve bu Avrupalıların deyimlerine girmiş. Mesela Almanca’da bir deyim var; bir Türk inşa etmek. Bir Türk tarzı oluşturalım. Bunu kullanıyorlar. Bu çokta kötü değil. Eğer uzun vadede işin içinden çıkamıyorlarsa, ‘Türk usulü yapalım’ diyorlar. İşi pratikten çözmeye alışkın bir milletiz. Aslında kötü de değil ama bazen sakıncaları oluyor. Bir kişi pratikten halledebilir ama herkes yapamaz. Burada bir keyfilik oluşur ve eleştiri olur. Hiç kimsenin kimseyi eleştirmemesi için işin standartları neyse bizde ona uyalım. Türkiye’de de biz TSE’nin ortaya koyduğu ilkelere uyalım dedik. Akademisyen ve Personelime çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Başarılı olduk.” Diye konuştu.

ÜNİVERSİTELER BALIĞA BENZER

Üniversiteleri balığa benzeten Canbolat, “Üniversiteleri, fakülteleri bir balığa benzetebiliriz. Balık, su olmadan veya su kirli olursa veya su az olup yaşamazsa bir fakülte bir üniversite de aslında çevresinde o sosyo kültürel kısmen de ekonomik atmosfer olmadan yaşayamaz. Çünkü üniversite akademik çalışmaların yapıldığı yerdir. Özgürlüğün olması gerekir. Sorgulamanın gerektiğinde kavramsallaştırmanın, sınırlandırmanın olması gerekir. Türkiye’de her ilde üniversite var. Bu üniversiteler kendi akademik kadrolarını yetiştiremiyorlar. Çünkü yüksek lisans ve doktora programları açacak kapasitede değiller. Yeteri kadar öğretim üyesi yok ve yeteri kadar çevre de akademisyeni cezbeden ortam henüz yok. Bu böyle. Üniversitelerin her ilde olması gereksiz mi? Bence gerekli. Uzun vadede sonuç verir. Toplum dönüşür. YÖK güzel bir proje başlattı. ÖYP projesi… Mezunlar belli puanlar alıyor, YÖK’ün ilan ettiği kadrolara müracaat ediyorlar. Üniversite de akademisyen olmak isteyen gençler müracaat ediyor. YÖK atamalarını yapıyor. Gelişmiş üniversitelere yönlendiriyor. Yüksek lisans yapıyorlar. O süre içerisinde geldiği üniversitenin araştırma görevlisi olarak çalışıyor. İnegöl İşletme Fakültesi olarak iyi bir konumdayız. Fakülte olarak biz başka üniversiteye öğretim üyesi de yetiştiriyoruz. Üniversite kurma konuları gündem de. Bu konuda farkında olursak, ön şartını öğrenirsek o zaman çok daha iyi gelişmeler olabilir. TSE’nin kriterleri bizim için önemli. TSE kalite belgesini almaya hak kazanmış bir üniversite olduk.” Şeklinde konuştu.

KALİTE OLMAZSA GELECEK OLMAZ

TSE Bursa İl Koordinatörü Mustafa Karaman, "Ben öncelikle İnegöl Belediye Başkanımız Alinur Aktaş`a ve İnegöl Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Metin Anıl beye TSE`ye göstermiş oldukları ilgi ve vermiş oldukları destekten dolayı, İnegöl`ün kalite seviyesini arttırmak istemelerinden dolayı, TSE adına teşekkür ediyorum. Sayın Dekanımızın burada konuştuğu bir husus var. Türkiye`de her ilde bir üniversite var ama İnegöl`de de bir üniversitenin bir fakültesi var. Vallahi ben her ildeki üniversitelerdeki durumu bilmiyorum ama şu dakika itibari ile ifade edebilirim ki, bundan sonraki süreçte İnegöl İşletme Fakültesi kalitelidir. Bizde bu kaliteyi onaylamak için bulunuyoruz. Kalite olmazsa gelecek olmaz, yaşam olmaz, tat olmaz, tuz olmaz. Kalite olmasa insan yaşantısının da bir anlamı olmaz. Biz TSE olarak İnegöl`de bulunan kurum ve kuruluşların kalitesine katkı sağlamak, tüm sanayi kuruluşlarımın kalitesine katkı sağlamak için gerek Belediye Başkanlığımız gerek İTSO liderliğinde, İnegöl`de her zaman 7/24 hizmete hazır olduğumuzu buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.” Dedi.

BİREYSELDE ÇOK BAŞARILIYIZ

TSE Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Vedat Demir’de, "Bende kurucu idarecilik yaptım. En son MYO müdürlüğü yaptım. Bizim nüfusumuz 200-300 bin değildi. 4 bin nüfuslu bir yerdi. Be orda bize 74 model bir bina teslim edilmişti. Bizde orada bir faaliyette bulunduk. Gerçekten kurucu olmak farklı bir şey, farklı bir duygu. Allah yar ve yardımcınız olsun. Ama bunun başında kaliteyi ve bununla birlikte sürdürülebilir bir yönetim sistemine sahip olmak daha önemli. Esas bu belgeyi bunu eğitime karar verdikten sonra, bu duruma getirdiğinizden dolayı da sizleri ayrıca tebrik ediyorum. Kalite şu; yaptığını yaz, yazdığını yap. Çok basit. Biz toplum olarak, bireyselde çok başarılıyız. Sayın Bakanımız Fikri bey de bu konuyu vurguluyor. Yani bireysel olarak biz bir mucidiz ama 3 kardeş bir araya gelip bir işletme işletemiyoruz. Hepimiz çok güzel icat yapıyoruz ama bir araya gelemiyoruz. Sebep ne biliyor musunuz; yönetim mantığımız yok.  Temel eğitimde yönetim ile ilgili problemimiz var. Hepimiz çocuktuk. Hepimiz bu ülkede yetiştik. Bizlerinde çocukları var. Biz hiç misafirliğe giderken çocuklarımıza soruyor muyuz; Fatma teyzenlere, Ahmet amcanlara gidebilir miyiz, sence bir sakıncası var mı? Hiç sormayız. Çünkü Baba biziz, ana biziz. Çocuk okula gider, ilköğretim yıllarında öğretmen her şeyi bilir sus deriz. Üniversite okur sonra askere gider, sonra bir incir ağacının altında bekler, sonra bizde alır o adamı yönetici yaparız. Sonra ben bunun fikirlerini beğenmedim. Yazılı bir metin yok elinde. Kimin ne iş yaptığı belli değil. Şu anda sayın Dekanımın sekterinden, kapısına kadar kimin ne iş yapacağı bellidir artık bu kurumda. Bizim Türk yönetim sisteminde, kurumların yüzde 3`üdür kurulu personel. Gerisi sadece kadroyu doldurmak, orada olması gereken personel olur. Japonya`nın bugünkü başarısı, toplam çalışan başarısında yüzde 20. Eğer biz toplum olarak onu yüzde 12`ye çıkardığımızda, Japonya`yı ikiye katlayabilir konumda oluruz. Kalite yönetim sistemini kurmuş firmalarda, herkesin iş tanımı var. Hiç kimse başkasının işine gidemez, kendi işini yapmak zorundadır. Herkes bu belgeyi alabilir ama sürdürülebilirliği daha çok önemli. Yani bundan sonra arkadaşlarımıza çok iş düşüyor" diye konuştu.

FAKÜLTE ÇOK DAHA İYİ SES GETİRECEK

İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş, "Öncelikle İşletme Fakültemizi tebrik ediyorum. Bu kesinlikle sürdürülebilir bir çalışma yani belgeyle kalmamalı. Bundan sonraki süreç çok daha önemli. Ben inanıyorum ki, çok değerli hocam da buradaki öğretim görevlisi arkadaşlarla, idarecilerle gerekeni ziyadesiyle yapacaklardır. Bundan da kazanan nihayetine İnegöl`ümüz ve ülkemiz olacaktır. Demin sayın kaymakamımız, ‘Reis bey kuruluş 2010, 3. sınıf nasıl oluyor’ dedi. Dedim ki, ‘2010`da kuruldu. Ama 2012`de başladı. İlk yıllarını çok iyi biliyorum. Eski dekanımız Halis Bey`de bir şeyler yapmaya çalıştı ama gerçekten fotoğraflara yansımamış harabe bir binaydı. İşletme fakültesi çok sıkıntılı bir dönemden geçti. Hala belki sıkıntılarla idare ediyor. Ben inanıyorum ki, şu anki okuyan arkadaşlarımız çok daha ideal bir kampüs ortamında bulunmak isterler ama işletme fakültemizin atacağı adımlarla çok daha iyi günler yaşayacağız. Tabi bundan İnegöl sanayisi de, İnegöl`ün sosyal hayatı da ciddi şekilde istifade edecek. Hocam bazen sitem eder bana. Mobilyadan bahsediyorsunuz, köfteden bahsediyorsunuz, neden İşletme Fakültesi`nden bahsetmiyorsunuz diye. Özellikle Hanefi beye çok teşekkür ederim. Bu olaya en çok sahip çıkanlardan birisidir. Ama biz Allah`ın izni ile bu konuda destek olmaya çalıştık. Ki biliyorsunuz kanunen belediyelerin üniversitelere yardım etmesi mümkün değil. Ve hiçbir şekilde yardım yapmamız mümkün değil. Lise, ilkokul gibi öğrenimlere katkıda bulunabiliyoruz ama üniversitelere katkı koyamıyoruz. Ama bir şekilde formülize edebiliyoruz. Farklı kaynaklardan, Ticaret Odamızın destekleri burada bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. İnşallah bu TSE`nin ciddiyeti ile beraber, İşletme Fakültesi ben inanıyorum yakın gelecekte, çok daha iyi ses getirecek. Birkaç yıllık bir proje değil. Uzun vadede olaya bakmak lazım.” Dedi.

TÜRK GİBİ BAŞLAYIP TÜRK GİBİ DEVAM EDELİM

Kaymakam Ali Akça’da, “Eğer yüksek öğretim kurumları bir bölge de bir şekilde kök salarsa oranın hem ekonomik hem sosyal hem de kültürel gelişmesine çok ciddi katkıları olur. İnegöl İşletme Fakültesinin İnegöl’ün sosyal ve kültürel anlamda dönüşmesinde daha da ileriye gitmesinde ciddi katkıları olduğunu düşünüyorum. Bu katkılar artarak devam edecektir. Yüksek öğretim kurumları o şehrin dışarıya açılan kapılarıdır. Yüksek öğretim kurumlarına sadece o şehirde yaşayan öğrenciler gelmez, ülkenin dört bir yanından öğrenciler gelir. Üniversitenin kalitesi iyiyse marka değeri varsa sadece ülke sınırlarından değil ülke dışından öğrenciler de gelir. İnegöl İşletme Fakültesinin 3 yıllık kısa süre içerisinde göstermiş olduğu performans gerçekten takdire şayan. Kalite belgenin kazandırılması buradaki akademisyenlerin personelin ciddi gayretleri olduğunu gösterir. Fakültemiz bunu hak etmiştir. Hayırlı olsun. Önemli olan bu belgenin elde edilmiş olması değil sürdürülebilir olması gerekir. Biz Türk gibi yapıyoruz ama kurumsallaşma noktasında bazen yaya kalıyoruz. Türk gibi başlayıp Türk gibi devam edelim” dedi.

Konuşmaların ardından dekan Canbolat’a kalite belgesi takdim edildi.

Son Güncelleme: 31.03.2015 22:06
Anahtar Kelimeler:
InegölIşletmeFakülteTse
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
<