MHP İnegöl İlçe Kadın Kolları Başkanı Yudum Bayram yaptığı basın açıklamasında, “Şanlı Türk tarihimiz; Kadının, kocasının yanında Asya bozkırlarında göç ettiği yıllardan, kadının erkeklerle kılıç salladığı, kılıcını indirdiği yerde yurt tuttuğu, yurt tuttuğu yerde düzen kurduğu ama kadınlığını erkeklerinden geride saymadığı erkeğiyle kadınıyla Söğüt’e vardığı, 7 yüzyıllık çınarın köklerini suladığı, sularken de ne erkeğin ne kadının gerisinde kalmadığı, herkesin kendi yerini bildiği, herkesin birbirini saydığı şanlı bir tarihtir. Atalarımızın yüzlerce yıl önce kadını ulu çınarının bir kökü kabul ederek kadın hak ve hukukuna son derece önem verdiği, Türk kadınının ise ulu hakanlarının yanında bir kahraman, bir öğretmen, bir yönetici ve bir anne kişiliği ile bir abide gibi durduğu unutulmamalıdır.  

Böyle kutlu bir geçmişimiz var iken günümüzde kadının; yalnız beden olarak algılandığı, en basit reklamlarda bile bedenlerinin teşhir edildiği, hor görüldüğü ve her gün Türkiye’nin farklı yerlerinden üzücü bir şekilde kadınlara yönelik Şiddet, taciz, tecavüz, öldürülme haberlerinin geldiği herkesin malumu ve su götürmez bir gerçektir. Türkiye’de kadına yönelik şiddet olayları son yıllarda artış göstermiştir. Son 5 yıl içerisinde (2010-2015 yılları arasında) en az 1134 kadın öldürülmüştür. 2013 yılında 237, 2014 yılında ise 294 kadın öldürülmüşken, 2015 yılında 303 kadının öldürülmesi Türkiye’de kadın cinayetlerinde bir artış olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.‘Kocama arkadaşımı tavsiye ettim’ ‘Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır’ ‘Çalışan kadın fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor’ ‘Kadınlar iş aradığı için işsizlik oranı yüksek’ ‘Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün’ diyerek kadına bakış açısını net olarak gözler önüne seren ve kendilerinin çizdikleri sınırlar içinde kadına rol biçmeye çalışan kişilerin bu tarz düşünceleri nedeniyle Türkiye’de ortalama her gün 5 kadın; eşleri, sevgilileri ya da tanıdıkları erkekler tarafından öldürülüyor, şiddet görüyor ve tacize uğruyor. 

‘En iyi Müslüman, hanımına en iyi davranandır’ diyen Peygamberimizin ümmeti olarak “Ey Kahraman ve Şanlı Türk Kadını sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklerde yükselmeye layıksın!” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde olarak bu yapılanların dinimize ve kültürümüze uygun olmadığı aşikârdır.Alemlere rahmet olarak gönderilen kutlu peygamberimizin annesi Âmine validemizin, cihan imparatorluğu Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin büyükannesi, Ertuğrul Gazi’nin annesi Hayme Ana’nın, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanımı’ın ve daha birçok kadının tarihimizde önemli görevler üstlendiği unutulmamalıdır. 

Üç aylık bebeğini emzirip, “Seni bana Allah verdi. Bende O´na emanet ediyorum”, diyerek vedalaştıktan sonra milli mücadele için atalarımızla saf tutan henüz yirmi yaşında genç bir gelin olan Nene Hatun’un, Halide Onbaşının, Nezahat Onbaşının, Şerife Bacının, Erzurumlu Kara Fatma’nın, Halime Çavuşun, İzmirli Binbaşı Ayşe’nin, Tarsuslu Adile Onbaşının, Nazife Kadının, Domaniçli Habibe’nin torunları olarak zamanı geldiğinde bazı şeylerden feragat etmekten tereddüt etmeyeceğimiz bilinci ve duygularıyla bizler kadınların sömürülmesini, horlanmasını, şiddete maruz kalmasını, ekonomik ve sosyal her alanda fırsat ve imkân eşitliği verilmeden dışlanmasını kesinlikle kabul etmiyoruz. 

8 Mart Dünya Kadınlar gününün; erkeklerin kadınların gününü kutlamaktan ziyade öncelikle eşlerine ve diğer kadınlara nasıl davrandığını sorgulaması gerektiği bir gün olması gerektiğini hatırlatarak Betonarme binaları, kuru eşyaları, sıcak yuvaya çeviren, geleceğin Türkiye’sinin nesillerini yetiştiren, namus timsali vatan sevgisi dolu, Peygamberimizin “Cennet annelerin ayakları altındadır” sözünün muhatabı olan en başta şehit anneleri ve eşleri olmak üzere bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.