Minikler, 9 Eylül Pazartesi günü eğitim hayatına başlamaya hazırlanırken, uzmanlar ise okul yaşamına alışmanın çocuklar için eğlenceli olabileceği gibi okul korkusu gibi problemler yaşamasına da neden olabileceği uyarısında bulundu.
Medical Park İzmir Hastanesi Psikoloji Bölümünden Uzman Klinik Psikolog Dilek Gülveren, minik öğrencilerin okul yaşamına alışma süreci ile ilgili ailelere önemli tavsiyeler verdi. Okula başlamadan önce çocukla birlikte okula gidilip gezilmesi gerektiğini belirten Gülveren, "Sınıflar, tuvaletler, kantin gibi yerler çocuğa gösterilmelidir. Sonuç olarak çocuk, okulun ilk günü bildiği bir ortamda kendini daha güvende hissedecektir. Çocuk okula başlamadan önce gireceği yeni çevre düşüncesi kaygı geliştirecektir. Bu yüzden öğretmeniyle ve eğer mümkünse sınıf arkadaşlarıyla tanıştırılmalıdır" dedi.
Psikolog Gülveren, okulun ilk günü ayrılma kaygısı yaşayan ve ağlayan çocuğa ayrılma vakti geldiğinde ‘seni bir ders sonra alacağım’ gibi sözler verilmemesi gerektiğinin de altını çizdi. Okullar başlamadan önceki süreçte çocukların sosyal hayatlarında da bir takım değişikliklerin yapılması gerektiğini vurgulayan Gülveren, "Okula başlamadan 1 hafta önce uyku düzenine çocuk alıştırılmalıdır. Teknolojik aletler, televizyon ve bilgisayar başında geçirilen süreler kısıtlanmalıdır" dedi.
"Kendi kaygılarınızı çocuğunuza yansıtmayın"
Okul öncesinde bir uzman yardımı ile fiziksel, bilişsel ve duygusal bakımdan psikometrik değerlendirmelerin yapılabileceğini söyleyen Gülveren, sözlerine şu şekilde devam etti: "Çocuğunuzun potansiyeline uygun motivasyonlar sağlayın. Eğer çocuğunuz bir balıksa onu yüzmeye teşvik edin. Ağaca tırmanması gerektiğini düşündürmeyin. Çocuklarınızın mental ve sosyal gelişimlerinin sağlıklı ilerlemesi için, kendi kaygılarınızı çocuklarınıza yansıtmamaya çalışın. Unutmayalım ki çocuklar, ailelerinin yansımasıdır."
Uygulanan önerilere rağmen çocuk okula uyum sağlamıyorsa bunun sebeplerin araştırılması gerektiğini de söyleyen Gülveren, "Bu aşamada sorunun ne olduğunun öğretmenden gözlemlenmesi ve aileler ile paylaşması beklenir. Aksi halde akranlarının onunla dalga geçmesi, küçük düşmüş ve yetersizlik hissini oluşturacağı için, akran zorbalığına karşı gerekli tedbirler aileler ve öğretmenler tarafınca alınmalıdır" dedi.
