Bugünden itibaren, uzunca bir süre ara verdiğim yazılarıma devam ediyorum. Yazılarımın konuları İnegöl ve ülke meseleleri olacak. Genel ve yerel siyasi olaylar ilgim dahilindedir. Hakaret seviyesinde olmadıkça eleştiriye açığım. Fikir alışverişlerini ve hasbihâli severim.
İlk yazıma büyükşehir yasasıyla başlamak istiyorum. Herkesin bildiği üzere 30 mart yerel seçimleri sonrası İnegöl, Bursa Büyükşehir sınırları içine dahil edildi ve sıkıntılar ardarda geldi. Bu yasadan herkesin şikayetçi olduğu aşikâr. Ancak seçim gündeminde slogana dayalı büyükşehir yasasını kimse kimseye anlatamadı. Belediye gelirinin %40 ının Bursa'ya gideceği, aksine söz verilen hizmetlerin gerçekleşmeyeceği gerçeği saklandı . Kandırıldık demek istemiyorum ancak çocuk yerine koyulduğumuzu da inkâr etmeyelim. Büyükşehir yasasının İnegöl'e vereceği hiçbirşey yoktur, olmayacaktır da. Aksine İnegöl'den yani bizden alacağı çok şey olacaktır. Kapanan beldelerimizde sıkıntılar başladı bile. Ancak maalesef ileriki tarihlerde özellikle köylerde sıkıntılar büyüyecek. Daha vahim tarafı, yöneticilerimizin bu konuyla alakalı hiçbir bilgisi ve fikri olmadığıdır.
Bu konuyla alakalı örnekler bitmez. Ben iş dünyasını ilgilendiren bir örnek verip kapatacağım konuyu.Bursa Valisi Münir Karaloğlu'nun MODEF ile ilgili sözlerini ve söylem tarzını herkes duydu, şahit oldu. Sayın Karaloğlu, İnegöl'ü küçümser bir şekilde fuarın Bursa'ya taşınması gerektiğini belirtti. Şimdi sıra yerel yöneticilerde. Kendileri bu olaya nasıl bakar. Ne derler? İnegöl'ün MARKA KENT olmaktan çıkarılıp ARKA KENT yapılmasına göz mü yumacağız?
Hani "HERŞEY İNEGÖL İÇİN" di?
- - - -