banner359

Saadet Partisi İnegöl'de Seçim Startını Verdi.

.

29 Eylül 2014 Pazartesi 11:30 2014-09-29 11:32:13
Saadet Partisi İnegöl'de Seçim Startını Verdi.
 Saadet Partisi (SP) İnegöl İlçe Başkanlığı, Haziran 2015’de yapılacak olan genel seçimler için çalışmalarına, Mesudiye mahallesinden başladı. İlk kahvehane toplantısında konuşan SP Bursa İl Başkan Yardımcısı Salih Kocatepe, “Onlar Avrupa Birliği diyor, biz İslam Birliği diyoruz. İslam coğrafyasının lideri olmak istiyoruz. Biz Avrupa’ya giden trenin vagonu olmak istemiyoruz, bunun için çalışıyoruz” dedi.

Mesudiye mahallesinde düzenlenen genel seçimlerin ilk programı için İnegöl’e gelen SP Bursa İl Başkan Yardımcısı Salih Kocatepe, İlçe Başkanı Ertan Sütçü ve ilçe yöneticileri, eski İl Genel ve Belediye Meclisi üyeleri ve Mesudiye Mahallesi temsilcisi Murat Bacak ile birlikte esnafları tek tek gezerek hayırlı işler dileklerini iletti.

SEÇİM ÇALIŞMALARI START ALDI

Kahvehanede düzenlenen toplantıda konuşan SP İnegöl İlçe Başkanı Ertan Sütçü, “Saadet Partisi olarak bu akşam Mesudiye Mahallemizden ‘Bismillah’ dedik. Daha önceki seçimlerde de halkın içerisine giren, en fazla çalışan, en fazla gayret gösteren, halkın sorunlarını dinleyen ve bu sorunlar noktasında çözüm üretmek için gecesini gündüzüne katan bir İnegöl İlçe Teşkilatı olarak aranızdayız. Biz sadece seçim döneminde çalışan, seçimlere endeksli çalışan değil, her zaman halkın içerisinde olan, seçim sonuçları ne olursa olsun, çalışmalarına aralıksız bir şekilde devam eden ve çalışmalarını ibadet şuuru ile gerçekleştiren bir teşkilatız. Hakkın rızasını kazanmanın asıl yolunun, halka hizmetten geçtiğini bilen bir şuura sahibiz. Dolayısı ile sizlere hizmet etmek, sizin içinizde olmak, sorunlara bir nebze de olsa çözüm üretmek için gayret göstermek bizim için en büyük kazançtır. Bu akşam halkımızla buluşmanın ilkini Mesudiye mahallesinde gerçekleştirdik. Bundan sonra da inşallah İnegöl İlçe Teşkilatı olarak çalışmalarımızı hızlandırarak, halkın bizden beklentisi olan bütün çalışmaları gerçekleştirmiş olacağız” dedi.

HALKIN KALBİNDEKİ SANDIĞA YANSIMADI

30 Mart yerel seçimlerinde belediyeyi kazanmak için ellerinden gelen bütün gayreti gösterdiklerini ifade eden Başkan Ertan Sütçü, “Fakat bizler biliyoruz ki, halkın kalbindeki sandığa yansımadı. Saadet Partisi’nin halkın gönlündeki yerinin ne olduğunu bizler çok iyi biliyoruz, sizler bunu defalarca bizlere ifade ettiniz ama maalesef halkın önüne konulan bir takım engellerden dolayı halk aslında tercih etmek istediği yere tercihini gerçekleştirmedi ve yanıltıldı. Bizler diyoruz ki; sizin verdiğiniz tercihe biz saygılıyız. Biz Belediye Meclisinde yer almasak da, seçimlerden sonra çalışmalarımıza hız vererek ‘Gölge Belediye Meclisi Üyeliği’ çalışmamızı başlattık. Hemen ilk Belediye Meclis Toplantısında Mahalli İdareler Başkanımız Özgür Öztürk’ün başkanlığında meclis toplantılarına katılıyoruz, Belediyemizin yapmış olduğu çalışmaları yakından takip ediyoruz ve bunun neticesinde sorunlarla, problemlerle ilgili olan çözümlerimizi ortaya koymak için gayret gösteriyoruz, gayret göstermeye de devam edeceğiz. Biz, Mesudiye Mahallemizin de İnegöl’ümüzün de sorunlarının, sıkıntılarının ne olduğunu gayet iyi biliyoruz, bunların çözüme kavuşturulması için de üzerimize düşen ne görev varsa, bilin ki sonuna kadar sorunları çözüme kavuşturmak için gayret göstereceğiz. Mesudiye mahallemizdeki su sorununu biliyoruz, yıllardan beri el atılamayan ana caddedeki sıkıntıları biliyoruz. İnşallah bunları yine çözüme kavuşturmak için elimizden ne geliyorsa, gayret etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

CHP VE MHP İKTİDARI BÜYÜTÜYOR

Bursa İl Teşkilatının da İnegöl’de olduğu gibi çalışmalarına hızlı bir şekilde devam ettiğini belirten Sütçü, “İl teşkilatımız ile beraber bir ahenk içerisinde gayret gösteriyoruz. Bu akşam da aramızda değerli bir misafirimiz var. Kendisi İl Başkan Yardımcımız Salih Kocatepe ağabeyimiz. Kendisi aynı zamanda en son seçimlerde Gürsu Belediye Başkan Adayımız idi. Bu akşam İlçe Teşkilatı olarak da mahalle teşkilatı olarak da aranızdayız. Esnafımızı ziyaret ettik. Sizden sonra da kahvehaneleri ve esnaflarımızı ziyaret ederek programımızı tamamlamış olacağız. Bizler, çalışmalarımızı Allah rızası için yapıyoruz, bunun için gayret gösteriyoruz. Önümüzde 2015 genel seçimleri var. Bu genel seçimler öncesinde halkımıza, ‘Saadet Partili bir meclise ihtiyaç var, bunun çözümünün de Saadet Partisi’nin mecliste olmasından başka hiçbir yolu yok’ diyoruz. En bariz örneği mevcut muhalefet partileridir. Özellikle CHP ve MHP’nin ortaya koymuş olduğu çalışmalar ve bunların neticeleri, her geçen gün mevcut iktidarın güçlenmesine sebebiyet veriyor. Çünkü, alternatifliliği, çözümü ortaya koymuyorlar, dolayısı ile vatandaşımız mecburi istikamet olarak kendisini AK Partinin kucağına itmiş oluyor. Bunun karşısında muhalefeti ortaya koyacak, hayra motor olacak, şerre fren olacak, hayırları arttıracak bir parti olarak Saadet Partisi’nin varlığını halkımızın değerlendirmesini ve meclise bir an evvel önümüzdeki seçimlerde taşınmasını arzu ediyoruz. Bu duygu ve düşünceler ile çalışmalarımızı devam ettiriyoruz” diye konuştu.

İNEGÖL MİLLİ GÖRÜŞ DAVASININ EN ÖNEMLİ İLÇESİ

İl Başkan Yardımcısı Salih Kocatepe ise, “İnegöl bizim Milli Görüş davamızda çok önemli bir ilçedir. Kurulduğumuzdan bu yana ta ki 1969 yılında bu yana liderimiz Necmettin Erbakan öncülüğünde kurulan Milli Görüş hareketi o günden bu güne İnegöl ilçemizden hep destek görmüştür. Gerek Ankara hükümetlerimizde gerekse İnegöl’deki belediyecilik tarihimizde, neler yaptığımızı çok iyi biliyorsunuz. Bizler bunlarla övünüyoruz ama siz varsınız, siz destek olduğunuz için bu hizmeti, bu ülkeye yapma fırsatı elde ettik. Onun için bir kez daha İnegöl ilçesine diyoruz ki, iyi ki varsınız, Milli Görüş hareketinde önemli bir noktadasınız. Bugüne kadar verdiğiniz emanetlere nasıl sahip çıktığımızı, sizler biliyorsunuz. Emanetiniz emanetimizdir anlayışıyla hizmet ettik. İşte bugün yerelde de, mecliste de dışarıda olmamıza rağmen, bu ilçenin belediye başkanlığını biz yapıyormuşçasına, buranın iktidarı bizmişçesine, Ankara’yı biz yönetiyormuşçasına sorunları kendimize sorun kabul etmişiz, bu milletin dertlerini kendimize dert kabul ederek, kırılmadan, küsmeden, darılmadan, seçim sonuçlarına bakmaksızın eğer biz bu işi Rabbimizin rızasını almak için yapıyorsak, bunu halkın rızasını alarak birlikte yapmanın asıl tatlı ve önemli olduğuna inanan heyecanlı, dimdik bir teşkilat olarak bugün de gerek il başkanımız başta olmak üzere, özelde de Genel Başkanımız, Anayasa Profesörü, Prof. Dr. Mustafa Kamalak olmak üzere il teşkilatlarımızla, ilçe teşkilatlarımızla özelde de gerçekten 17 ilçe içerisindeki model çalışmalara imza atan bizim siyasi mücadelelerimizde gerçekten örnek aldığımız İnegöl ilçe teşkilatımız ile birlikte bugün aynı heyecanla, aynı aşk ve sevdayla huzurlarınızdayız. Bizim dışımızda da diğer muhtelif siyasi partiler, başta liderleri olmak üzere Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Davutoğlu’da bu ülkenin evladıdır. Biz böyle inanıyoruz. Bunlar bu ülkeyi bir adım ileri götürebilme adına bu görevlere talip olmuşlardır. Bunu şunun için söylüyoruz. Biz doğrularına nasıl doğru hareket deyip alkış tutuyorsak, yapılan siyasi yanlışlarına yanlış dediğimiz de hedefimizde kişilerin olmadığını, Milli Görüşün böyle kişileri hedef alan bir siyasi ahlaka sahip olmadığını, eleştirilerimizi sistemsel olarak yaptığımızı ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

HERŞEYİN 3’DE BİRİ FAİZE GİDİYOR

“Niye oy veriyorsunuz?” diye soran İl Başkan Yardımcısı Kocatepe, “Bu ülke bir adım ileriye gitsin, hayat standartları yükseksin, 850 liralık asgari ücretle yaşanılmaz diye, bu ülkenin insanı daha yaşanabilir hayatı hak ediyor diye veriyorsunuz. Bizler Ortadoğu coğrafyasının lideriyiz, ağabeyisiyiz. Batıya vagon değil, aslında insanlık alemine liderlik yapsın diye oy veriyoruz. Biz bu hassasiyetlerimizle oy veriyoruz. Ancak gerek son 12 yıllık süreç içerisinde yapılanlara baktığımızda, gerekse bundan önceki süreçlerde hükümetler döneminde yapılanlara baktığımızda görüyoruz ki, tecrübe edindik ve biliyorsunuz ki, bu işler sadece iyi niyetle olmakla olmuyor. Yaşadıklarımıza baktığımızda anlıyoruz ki, iyi niyetle bu işler olmuyor. Sizin elinizde düz olmayan bir cetveliniz var. Yamuk bir cetvelle düz çizgi çizebilir misiniz? İyi niyetli de olsak düz bir çizgi çizemeyiz. Elimizdeki pusulayı yanlış tutuyorsak, biz istikametimizi yine bulamayız. Doğruyu bulmak, hakikate ulaşmak, huzurlu, mutlu ve lider bir ülke olabilmek için, iyi niyetli olmak yetmiyor. Mecliste gurubu olan partileri bir mukayese edin, hepsi birbirinin aynısı. Bunların hepsi faizci bir düzenden, kapitalist bir yönetim anlayışından yana değiller mi? Hangisi dedi ki, insanı ezen ve sömüren, emeğimizi çalan faiz düzenini değiştireceğiz? Bu güne kadar diyen olmadı. Ama Milli Görüş hareketi kurulduğu günden itibaren biz, bu insanı ezen, emeğini sömüren faizci kapitalist düzeni değiştirmek için, bu ülkenin yönetimine talibiz dedik. Gerek Ankara hükümeti gerekse belediyeleri yönettiğimiz dönemlerde, bu milletin hakkını nasıl savunduğumuzu, meselelere sistemsel baktığımızı ispat ettik. Refah Yol Hükümetini unutmadık. Niye? Çünkü hizmet aldık, havuz sistemini kurduk, bu milletin kanını emenleri uzaklaştırdık. Sizin hakkınızı koruduk. Biz meselelere sistemsel yaklaştık. Biz diyoruz ki, bu düzen değişmeli. Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz şeylerin 3’te birini faiz olarak ödüyoruz. Bir ceket düşünün, bu tarlada pamuktu. Çiftçi kredi aldı. Pamuk fabrikaya gitti, oradan da kumaş fabrikasına. Oradan da mağazaya. Tüm bu yolda krediler alınmıyor mu? Bu iş kredilerle dönmüyor mu? Bugün alınan kredi faizleri, bu işi üreten firmaların gider carisine yazılır. Yani maliyetlerine dahil edilir. Ben ne bankaya giderim, ne de kredi alırım diyen kardeşim de bilsin ki, sen de faizin içerisindesin. Sistem bu sistem. Yediğimiz ekmeğin 3’te biri faiz olarak bizden alınıyor. Diğer 3’te biri ise, özel tüketim vergisi, KDV, muhtelif vergiler. Diğer 3’te biri de malın gerçek bedeli. Böyle zalim bir düzen olamaz. 870 lira asgari ücret alan işçinin üzerinden 350-360 lira SSK primlerini yazdırıyoruz. Tabiri caizse o zavallı adamın maaşının yarısını da devlet o adamın sırtından alıyor. O adama devlet ortak olmuş. İşte bu vergi. SSK primi adında yatırıyoruz. Bu zalim bir düzendir. 870 lira maaş alan bir vatandaşın sırtından bir de 350 lira SSK primi alan sistemin adı adalet ve kalkınma sistemi olamaz. Bu adaletsiz ve zalim bir düzenin adı olur. Biz bu düzenin değişmesini istiyoruz. Türk milleti kadar müteşebbis ruha sahip, risk almayı, mücadeleyi seven bir millet yok. Bu milletin emeğinin karşılığı faiz düzenine kölelik yapmak olmamalı.  Bizim dönemimizde burada Refah Partili bir belediye vardı. Bir de bizden sonra gelen belediyeler var. Bir de bizim yolumuzda Erbakan’ın yoludur, bizde oradan geldik iddialarıyla gelen bir belediye anlayışı var. Bunları mukayese edin. Azıcık belediyenin imkanlarıyla koskocaman işler yapardık. Ama ‘biz bu işi Allah rızasını almak için yapıyoruz’ der, reklam yapmazdık. Bu arkadaşlar kocaman bütçelerle azıcık iş ama devasa reklam yapıyorlar. Bugünü, Hikmet Şahin Başkanımızın dönemiyle bir mukayese edin. Biz bu düzenin değişmesi adına, bu insanımızın hak ettiği müreffeh bir sistemi getirecek adil, ekonomik düzenin iktidar olması için bu mücadeleyi veriyoruz” dedi.

AVRUPA BİRLİĞİ BİR HIRİSTİYAN BİRLİĞİDİR

Bir Avrupa Birliği sevdasının alıp başını gittiğini ifade eden Kocatepe,  “Soruyorum; CHP biz Avrupa Birliğine karşıyız diyor mu? Demiyor. Hatta 1959 yılında Ankara anlaşmasını yapan CHP’dir. ‘Avrupa Birliği bir medeniyet projesidir’ diye imza atan partidir. Şahısları konuşmuyoruz, partilerin istikametlerini söylüyoruz. Peki, MHP ne diyor? Bu hükümet fazla taviz veriyor. Taviz vermeyerek Avrupa Birliğini kabul ediyoruz diyor. Yani diyemiyor ki, biz bu işe karşıyız. Peki, AK Parti ne diyor? Bakın bu ülkede birçok hükümetler geldi, geçti, sağcısı, solcusu, milliyetçisi geldi geçti. Ama bizimle hiç alakası olmayan bir Hıristiyan Birliği olan tek ordu olan, tek dine inanan, tek para birimine sahip olan Avrupa Birliğine Bakanlık seviyesinde yaklaşan, Avrupa Birliği Bakanlığını kuran tek hükümet, bu hükümet olmuştur. Bu Avrupa Birliği bir Hıristiyan Birliğidir. Bu Avrupa Birliğinin, bu Türk milletine İslam coğrafyasına hiçbir faydası olamaz, hatta onlar sürekli aleyhimize ne varsa kullanmışlardır. Bizim bir adım ileriye gitmemizi istememişlerdir. Dolayısıyla biz Avrupa Birliğine hayır diyen tek partiyiz. Başka var mı, Avrupa Birliğini karşıyız diyen? Diyeceksiniz ki niye karşısınız? Avrupa Birliği şu gaye üzerine kuruldu; tek siyasi hedef, tek devlet, tek para birimi ve tek din algısıyla kurulan bir birlikteliktir. Eskiden Sosyalist Sovyetler Birliği vardı. Bunun içinde ne vardı? Azerbaycan’ı, Gürcistan’ı, Türkmenistan’ı vardı. Ama bir tane ordusu vardı, o da Kızıl Ordu. Aynen böyle bir birlik, Avrupa Birliği. 750 tane Avrupa Birliğiyle milletvekili var. Oraya üye olan 28 tane ülke var. Avrupa Birliği bayrağında farkındaysanız 12 tane yıldız vardır. Oysa 28 tane ülke üyedir. 28 tane yıldız olması lazım. Ama 12 tane yıldız var. Neden biliyor musunuz? Orda bile din algısı var. Hz. İsa’nın biliyorsunuz 12 tane havarisi vardı. Hz. İsa’yı temsil eden bir Hıristiyanlık anlayışı ile o haçlı zihniyetinin bayrağını temsil eden yıldızlardır onlar. Şimdi bizi böyle bir bayrağın altına sokmaya çalışıyorlar. Bir devlet düşünün, biz en fazla 99 tane milletvekili verebiliyoruz. 750 tane milletvekili olan Avrupa Birliğine 100 tane milletvekiliyle girseniz ne anlam ifade edecek. Girdiğiniz zaman ne demektir, artık tek ordusunuz. Peki Avrupa Birliğinin bizimle ortak neyi var? Dinimiz mi aynı, dilimiz mi aynı, dünya görüşümüz mü aynı, medeniyet anlayışımız mı aynı? Bir ortak noktamız var mı? İşte biz buna üye yapılmak isteniyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var. AİHM, Avrupa Birliğine üye olanların en üst hukuk noktası demektir. Yani bizim Anayasa Mahkememizin de üzerinde olan bir kurum. Bu egemenliğin devri değil midir? Hani egemenlik kayıtsız, şartsız milletindi. Milletin egemenliği için bu mücadele veriliyordu? Bülent Arınç ne demişti, ‘Egemenlik devrini yapmak ne ayıptır, ne de günahtır’ demişti. Yani bundan utanacak, sıkılacak bir mesele yok demişti. Ondan sonra egemenlik kayıtsız, şartsız milletin olacak. Ondan sonra adalet olacak, kalkınma olacak ve bunun üst başlığı muhafazakar, temiz, dindar yönetim anlayışı olacak. Biz bunu reddediyoruz. Biz sistemsel bakıyoruz, kişilerle işimiz yok” ifadelerini kullandı.

AİLELER ÇATIRDAMAYA BAŞLADI

Bu ülkenin kaderinde birleşmiş, tasasını birlikte yaşamış ama geleceğini de birlikte inşa etmek zorunda olan insanlar olarak, bir kez daha iki elin arasına kafamızı koyarak, ‘hakkın rızası için nereye gidiyoruz?’ diye kendimize sormamız gerektiğine işaret eden Köseoğlu,  “Madden de, manen de nereye gidiyoruz? Aileler çatırdamaya başladı. İstatistiklere bakın, 2002’den 2014 yılına kadar ki, boşanma oranları, Cumhuriyet kurulduğundan bu yana 2002 yılındaki oranlardan daha fazla. Nereye gidiyoruz? İşte bunun için önce ahlak ve maneviyat diyen biz,  Lider ülke olmak istiyoruz. İslam coğrafyasının lideri olmak istiyoruz. Lokomotifi olmak istiyoruz. Biz Avrupa’ya giden trenin vagonu olmak istemiyoruz, bunun için çalışıyoruz. Atalarımız ne demiş; ‘Ayıdan post, gavurdan dost olmaz’. Bütün bunları çok iyi düşünmeliyiz” diye konuştu.

Son Güncelleme: 29.09.2014 11:32
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
<